Türkiye’de Yerel Seçimler için Adaylık Mücadelelerinde Parti Değiştirme Olgusu: Niceliksel ve Niteliksel Çözümlemeyi Bir Araya Getirmek
Abstract
Bu çalışma Türkiye’de ilçe belediye başkanlığı seçimlerinde gerçekleşen parti değiştirme olgusuna odaklanmaktadır. Makale, yerel siyasette parti değiştirme olgusunu 2009, 2014 ve 2019 yerel seçimleri bağlamında niceliksel ve niteliksel yöntemler kullanarak incelemektedir. Bu çalışmada öncelikle niceliksel verilere dayanarak yerel siyasette parti değiştirme olgusunun oldukça yaygın görüldüğü ortaya konulmaktadır. Niceliksel verilerin daha yakından incelenmesinin ise işaret ettiği iki temel örüntü mevcuttur. Bunlardan ilki ilçe belediye başkanlığı seçimlerinde parti değiştirerek başarılı olan adayların çoğunlukla sistemin egemen partisi olan AKP’ye yönelmiş olmalarıdır. Türkiye’de yerel siyasette parti değiştirme davranışının ikinci temel örüntüsü ise seçimlere mevcut belediye başkanı olarak giren parti değiştiren adayların önemli avantajlara sahip olmalarıdır. Ancak bu genel örüntülerden sapan vakalar da mevcuttur. Bu sapmaların çoğunlukla yüz yüze ilişkilerin yaygın ve siyasetin kişisel etkilere daha açık olduğu az nüfuslu yerel bağlamlarda ortaya çıkma olasılığı hayli yüksektir. Bu vakalara daha yakından niteliksel bir bakış yerel seçimlerde parti değiştirme olgusunun doğurduğu sonuçların anlaşılabilmesi için yalnızca yerel ve ulusal siyasal alanın ve yerel siyasal seçkinlerin kişisel sermaye bileşimlerinin yarattığı nesnel sınırların değil yerel siyasal seçkinlerin yerel seçim mücadelelerindeki öznel performanslarının ve pratiklerinin de kavranması gerektiğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu araştırmada niteliksel ve niceliksel çözümlemenin yanı sıra Bourdieu sosyolojisinin kavramlarını karşılaştırmalı siyaset ve parti siyaseti literatürünün kavramsal araçlarıyla da kaynaştıran bir perspektif benimsenmiştir. Yine de, bu makalede, Türkiye siyasetinin personalistik yönünü yerel düzeyde de teyit eden yaygın parti değiştirme olgusunun çok özel bir şekilde gerçekleştiği de belirtilmektedir. Parti değiştiren adaylar, şahsi kapasitelerinin çok yüksek olduğu koşullarda dahi hukuksal, lojistik ve stratejik nedenlerle, bağımsız adaylıktan çok daha fazla parti adaylığını tercih etmektedirler. Bu durum, parti sisteminin birçok sorununa rağmen, Türkiye siyasetinde partilerin devam eden merkezi rolünü ve ağırlığını teyit etmektedir. This study focuses on the phenomenon of party switching at sub-provincial municipal elections in Turkey. The study deploys quantitative and qualitative methods to examine the phenomenon in the context of the local elections that took place in 2009, 2014, and 2019. Based mainly on quantitative data, this paper reveals that party switching is quite prevalent in Turkish local politics. A closer examination of the quantitative data highlights two main patterns: first, successful party-switching candidates in local politics have usually preferred to join the system’s hegemonic party, namely the AKP. Second, switching parties as mayor brings considerable advantages to the candidates. But there are also cases that deviate from these main patterns. These deviations from the general patterns occur in local contexts with small populations, which can facilitate face-to-face relations and allow personalistic factors exert greater impact on politics. A qualitative focus on these diverging cases reveals the importance of understanding subjective practices and performances of local political elites in local election struggles alongside objective boundaries created by the local and national political fields and configurations of the personal capital of individual candidates in order to better understand consequences of party switching in local elections. Therefore, this research does not only bring quantitative and qualitative analysis together but also embraces a theoretical approach that combines concepts of Bourdieu’s sociological perspective with the conceptual tools of comparative politics and party politics. Nevertheless, party-switching politicians in Turkish local politics, including those with great personal capacities, predominantly prefer to switch to other parties, rather than becoming independent candidates, mainly due to legal, strategic, and logistical reasons. This situation confirms the ongoing role and weight of parties in Turkish politics, despite all the problems and the personalistic inclinations associated with the Turkish party system.
Source
Marmara Üniversitesi siyasal bilimler dergisi (online)Volume
9Issue
1URI
https://doi.org/10.14782/marmarasbd.781381https://app.trdizin.gov.tr/makale/TkRVM05qWXpNdz09
https://hdl.handle.net/20.500.11857/1715
Collections
- Makale Koleksiyonu [443]
- TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu [1037]