TOPLUMSAL CİNSİYETİN GELENEKSEL TÜRK MUTFAĞINA YANSIMASI
Özet
Yemek ve mutfak kültürü toplumsal tarihle iç içedir. Toplumların beslenme biçimleri o toplumun kültürel ve tarihsel; coğrafiekolojik ve ekonomik yapısına göre şekillenmektedir. Her milletin mutfağı kendisine hastır ve Türk Mutfağı denildiğinde Türk insanının beslenmesini sağlayan yiyecek ve içecekler; bu yiyecek ve içeceklerin hazırlanması, pişirilmesi, saklanması; bunlar için gerekli araç gereçler, sofra adabı, mutfak ve çevresinde gelişen her tür pratikler, uygulamalar ve inanışlar akla gelmektedir. Türk yemek kültürüne özgü mutfaktaki kadın gücüyle geleneksel yemeğin hazırlanış biçimi ve sonunda ortaya çıkan yemeğin hikayesi, sunumu ve diğer kuşaklara aktarımı önemlidir. Bu aktarımın öncüsü ve öznesi olan kadın aynı zamanda mutfak/yemek kültürünün en önemli taşıyıcısıdır da. Yemek kültürü evde başlamaktadır ve Türk mutfağının gerçek sahipleri kadınlardır. Kadının çalışma hayatına karışmasıyla birlikte kadın ile mutfak arasına ciddi bir mesafe girse de, mutfaktaki sosyo-kültürel gücün kadına ait olduğu atasözleri, deyimler ile de desteklenmiştir. Mutfak, toplumun yapısını farkında olmaksızın tercüme eden bir dildir. Bu çalışmada mutfağın asıl sahibinin kim olduğu, Türk kültüründe yemeğin açlığı giderici bir sembol olmadığı, evinin mutfağında ve profesyonel mutfakta kadının rolünün ne olduğu toplumsal cinsiyet açısından ele alınacaktır. Toplumların gelişim sürecinde ve değişen yeme içme kültürlerindeki hazır yiyecekler yerine "anne mutfağı"nın daha faydalı olduğu gözlem ve görüşmeye dayalı örnek olaylarla açıklanacaktır.Geleneksel Türk mutfak kültüründe yemeği yapan kadının evdeki hakimiyet sınırlarının çizilmesi bağlamında statüsündeki değişiklik ve geleneksel "anne mutfağı" na dönüş ile kadının toplumsal rolü değerlendirilecektir Food and cuisine culture are inseperable from social history. The diet forms of societies are formed according to societie’s cultural, historical, geographic-ecologic and economic structure. Each nation has its own cuisine. Turkish cuisine is composed of foods and beverages consumed by Turkish people; preperation, cooking, conservation of them, appliances needed, table manners and all practical experiences , applications and beliefs occured around cuisine. Preparing style of traditional Turkish food, the story and presentation of it and transferring it to the next generations belonging to Turkish food culture with the help of women is important. The leaders and main subjects of this transferring process are the women as well as they are the most important transferrors of the food culture. Food culture starts at home and the real possessors of Turkish cuisine are women. Even though the women’s integration of business life keeps them away from the kitchen, it has been supported by the proverbs and idioms that socio-cultural dominance in the kitchen belongs to the women. Cuisine functions like a language to translate the structure of society. This study deals that who the main representer of the cuisine is, food is more than preventing from hunger in Turkish culture, what the role of woman in her kitchen and in professional kitchen in terms of social gender. During the changing process of societies that mom’s kitchen is more beneficial than packed foods will be explained via the cases based on observations and dialogues. What is going to be evaluated in this study is changing the statue of the women as part of putting the sovereignty limit at home in traditional Turkish cuisine culture and social role of the women in respect of bringing back traditional mom’s cuisine
Kaynak
Motif Akademi Halkbilimi DergisiCilt
10Sayı
20Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/makale/TWpZMk1EY3pNdz09https://hdl.handle.net/20.500.11857/2065